BİZANS TARİHİ Dersi BİZANS VE MÜSLÜMAN ARAPLAR soru cevapları:

Toplam 41 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Arap-İslâm kaynaklarında Bizanslılar için kullanılan
ifadeler nelerdir?


CEVAP:

Arap-İslâm kaynaklarında Bizanslılar için
genellikle Rûm ifadesi kullanılır. Bu terim Romalı ve
Bizanslılar’ın kendileri için kullandığı Romalılar
anlamındaki Romei tabirinin Arapça’ya geçmiş şeklidir.
Anadolu başta olmak üzere Bizans topraklarını ifade
etmek üzere Bilâdü’r-Rûm/Arzu’r-Rûm, Akdeniz için
Bahru’r-Rûm, Bizans imparatorları için ise Kayser’in
yanısıra Meliku’r-Rûm, ‘Azîmu’r-Rûm vs. ifadeler
kullanılmaktadır. Bunlardan başka genel olarak gayri
Müslimler için kullanılan küffâr/kefere ve bütün
Hıristiyanları ifade eden en-nasârâ ile temelde Yahudi ve
Hıristiyanları tanımlamak üzere kullanılan Ehlü’l-kitâb
kavramı da zaman zaman Bizanslılar için kullanılmıştır.
Kur’ân-ı Kerim’de bir defa zikredilen ve müstakil bir
sûreye adını veren er-Rûm ifadesi, Bizanslılar için
kullanılmış ve onların Sâsânîler karşısında aldıkları
mağlubiyete işaret edilerek üç ilâ dokuz yıl içinde
Sâsânîler’e galip gelecekleri bildirilmiştir.


#2

SORU:

Bizans kaynaklarında Araplar için kullanılan ifadeler
nelerdir?


CEVAP:

Bizans kaynaklarında Araplar için genellikle
Arap kelimesinin Yunanca çoğul şekli olan Arabes veya
Hz. İbrahim’in eşleri Sâre ve Hâcer’e nispetle Sâre ve
Hâcer’den çoğalanlar anlamında Sarakini ve Agareni, ya
da Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’e nispetle İsmailite
(İsmailoğulları) terimleri kullanılır. Eski Yunan ve Roma
dönemi anlayışının bir uzantısı olarak Bizanslılar’ın
kendileri dışındaki milletler için kullandıkları barbar
(barbari) terimi ile de bazen Araplar kastedilmiştir.


#3

SORU:

Bizans imparatoru Heraklios’un Sâsânî devleti
karşısında kazandığı zaferlerin Müslümanlar tarafından
sevinçle karşılanmasının sebebi nedir?


CEVAP:

İslâm’ın doğuş yıllarında devam etmekte olan
Bizans Sâsânî savaşlarında Müslümanlar, Ehl-i kitâb
oldukları için Bizanslıları, putperest Araplar da Mecûsi
(ateşperest) İranlıların tarafını tutmakta idiler. Bizans’ın
Sâsânîler karşısında peşpeşe yenilgiye uğraması
Müslümanları üzmekte, buna karşılık müşrikleri
şımartmaktaydı. Kur’ân-ı Kerim’de yer alan Bizanslılar
anlamındaki Rûm sûresinin ilk âyetleri bu açıdan oldukça
dikkat çekicidir: “Bizanslılar (Arapların bulunduğu
bölgeye) en yakın yerde yenilgiye uğradılar. Hâlbuki onlar
bu yenilgilerden sonra üç ilâ dokuz yıl içinde galip
geleceklerdir. Eninde sonunda emir Allahındır. O gün
müminler de Allah’ın yardımıyla sevineceklerdir” (Rûm
29/1-5). Gerçekten de öyle olmuş, bir müddet sonra
Bizanslılar, Sâsânî devleti karşısında zaferler kazanmış ve
Müslümanlar da bu zafer haberleri üzerine sevinç
duymuşlardır.


#4

SORU:

Bizanslılarla ilgili Kur’ân-ı Kerim’de yer alan Rûm
sûresinin ilk âyetlerinde kastedilen savaşlar hangileridir?


CEVAP:

İlgili âyetlerden Bizans’ın Sâsânîler karşısında
Suriye, Filistin ve Mısır’ı kaybettiği 619 yılından önceki
yenilgiler ile imparator Heraklios’un 622’de başlattığı ve
Sâsânî ordularını 627’de Ninova’da kesin bir yenilgiye
uğratması ile sonuçlanan zaferlerin kastedildiği
anlaşılmaktadır.


#5

SORU:

Hz. Muhammed döneminde Bizans imparatorluğuna
yönelik ilk diplomasi faaliyeti nedir?


CEVAP:

Hz. Muhammed döneminde Bizans
imparatorluğuna yönelik diplomasi faaliyetleri
gerçekleşmiş, bizzat imparator Heraklios’a (610-641)
İslâm’a davet mektubu gönderildiği gibi, Bizans’a bağlı
vali veya vassal devlet yöneticilerine de elçiler ve
mektuplar gönderilmiştir. Bu bağlamda Bizans’a yönelik
ilk diplomasi faaliyeti 628 yılında gerçekleşmiştir.
Mekkelilerle yapılan Hudeybiye barış antlaşmasından
sonra Hz.Peygamber, dönemin ileri gelen diğer bazı devlet
başkanları ve emirlerinin/valilerinin yanısıra Bizans
imparatoru Heraklios’a da İslâm’a davet mektubu
gönderdi. Bu sırada Bizanslıların mühürsüz mektuplara
itibar etmediklerinin hatırlatılması üzerine bir mühür
yaptırmış ve mektup onunla mühürlenmişti. Mektubu
imparatora götürmek üzere, ticaret amaçlı seyahatleri
dolayısıyla Suriye bölgesini iyi bilen Dihye b. Halîfe elKelbî
görevlendirilmiştir (Mayıs 628).


#6

SORU:

İslam ordusu ile Bizanslılar arsında gerçekleşen Mute
savaşının çıkış sebebi nedir?


CEVAP:

Busra valisini İslâm’a davet etmek üzere Hz.
Muhammed tarafından bir mektupla birlikte elçi olarak
gönderilen Hâris b. ‘Umeyr el-Ezdî, Gassânî emirlerinden
fiurahbil b. ‘Amr’ın topraklarından geçerken adı geçen
emir tarafından Mûte’de öldürüldü. Elçinin öldürülmesi
diplomatik bir skandala yol açtı ve siyasi gerginlik Bizans
askerlerinin de katıldığı Mûte savaşı ile sonuçlandı.


#7

SORU:

Hz. Ebû Bekir’in halifeliği döneminde gerçekleşen
Ecnedeyn savaşının nedenleri nedir?


CEVAP:

Amr b. Âs, Güney Filistin’de bulunan
Vâdilarabe’deki çatışmalarda başarı sağladıktan sonra
Dâsin’de (Gazze) ünlü Bizans kumandanı Sergios’u
yenilgiye uğratıp öldürdü ve ilerlemeye devam etti. Bu
gelişmeleri o sırada geldiği Humus’ta öğrenen imparator
Heraklios, Müslümanların Suriye’nin güneyine yaptıkları
hücumları engellemek ve onları Bizans topraklarından
çıkarmak üzere kardeşi Teodoros kumandasındaki bir
orduyu Filistin’e sevketti. Bu esnada Kaysâriye şehrini
kuşatmakta olan Amr b. Âs, yaklaşan Bizans ordusuna
elindeki askerlerle karşı koyamayacağını anlayınca
kuşatmayı kaldırıp Hz. Ebû Bekir’den yardım istedi.
Halife de Irak cephesinde bulunan Hâlid b. Velîd’e haber
göndererek kumandasındaki 500-800 kişilik süvari
birliğiyle Suriye cephesine gitmesini emretti. Başkumandanlığını Hâlid b. Velîd’in yaptığı İslâm ordusu
Ecnâdeyn’de Heraklios’un kardeşi Teodoros
kumandasındaki 80.000 kişilik Bizans ordusu ile karşı
karşıya geldi.


#8

SORU:

Ecnadeyn savaşının sonuçları ve Müslümanlar
açısından önemi nedir?


CEVAP:

Müslümanlar devrin en güçlü devleti olan
Bizans’ın düzenli, iyi eğitilmiş ve Sâsânîler’e karşı
kazandığı zaferle morali yükselmiş ordusuyla savaşmak
durumundaydı. İslâm ordusundan sayıca fazla olan Bizans
kuvvetleri ayrıca silâh ve teçhizat bakımından da üstündü.
Bütün bunlara rağmen Ecnâdeyn Savaşı Müslümanların
kesin galibiyetiyle sonuçlandı (30 Temmuz 634).
Ordusunun yenildiği haberini alan imparator Heraklios,
Humus’tan Antakya’ya gitmek zorunda kaldı. Ecnâdeyn
zaferiyle Suriye ve Filistin kapıları Müslümanlara açılmış
oldu.


#9

SORU:

Hz. Ömer’in halife olduktan sonra Bizanslılara karşı
kazandığı ilk zafer ve sonuçları nelerdir?


CEVAP:

Müslümanlar, 23 Ocak 635’te vuku bulan Fihl
Savaşı’nda da Bizans kuvvetlerine büyük zayiat
verdirdiler. 635 yılı Şubat ayında Mercüssuffer’de
Müslümanlara yenilen bir başka Bizans ordusundan kaçan
askerlerin Dımaşk’a sığınması üzerine şehir kuşatıldı ve
635 yılının Eylül ayında fethedildi. Aynı yıl Bizanslılar
Mercürrûm’da da ağır kayıplar verdiler. Bu dönemde
Ba’lebek, Humus ve Hama şehirleri de Müslümanların
eline geçti.


#10

SORU:

Yermük savaşının nedenleri ve sonuçları nelerdir?


CEVAP:

Müslümanların Suriye’de gerçekleştirdikleri
başarılı fetihler üzerine Bizans imparatoru Heraklios,
ardarda gelen bu yenilgilere bir son vermek ve
Müslümanları Suriye’den çıkarmak ümidiyle Hıristiyan
Araplar’ın ve Ermeniler’in de katıldığı 50-100.000 kişilik
bir ordu hazırladı. Bizans’ın savaş hazırlıklarını öğrenen
Hâlid b. Velîd Humus ve Dımaşk’taki kuvvetleri de
çağırdı ve sayıları 25.000’i aşan askerleriyle Yermük
vadisine geldi. Savaşmadan beklenen üç aydan sonra 636
yılının 20 Ağustos günü yapılan meydan muharebesinde
Bizans ordusu çok ağır bir yenilgiye uğradı. Başkumandan
Teodoros öldürülürken kurtulan askerler Filistin’e,
Antakya’ya, el-Cezîre ve İrmîniye’ye kaçtılar. Bunların
bir kısmını takip etme görevini alan İyâz b. Ganm
Malatya’ya kadar ilerledi ve şehir halkı ile cizye
ödemeleri şartıyla bir anlaşma yaparak geri döndü. Bu
gelişmeleri öğrenen Heraklios Malatya’ya asker gönderip
şehri yaktırdı. İran’a karşı yapılan savaşlarda ordularını
bizzat idare etmiş olan Heraklios, İslâm ordularıyla
mücadeleyi önce Humus ve daha sonra Antakya’dan
olmak üzere cephe gerisinden yönetmişti. Yermük
Savaşı’ndan sonra Antakya’dan Urfa’ya ve Samsat’a
giderek dağılan ordusunu toparlamaya çalıştıysa da
başarılı olamadı ve çaresizlik içinde İstanbul’a döndü.
Böylece Yermük Savaşı’ndan sonra Suriye Bizans’ın
elinden çıkmış oldu.


#11

SORU:

Amr b. Âs için ‘’Mısır fâtihi’’ denilmesinin sebebi nedir?


CEVAP:

Filistin’in fethini tamamlayan Amr b. Âs, Mısır’ın
fethinin de stratejik açıdan gerekli olduğunu, çünkü Filistin
ve Suriye’de yenilerek oraya kaçan Bizanslı kumandan ve
askerlerin her an bir karşı saldırıya geçebileceklerini
söyleyerek harekâta başlamak için Halife Hz. Ömer’den izin
aldı. 640 yılı başında 4.000 kişilik bir süvari birliğiyle sınırda
bulunan Feremâ’yı ele geçirdi. Ardından Medine’den gelen
5.000 kişilik takviye kuvvetiyle birlikte Aynişems’te güçlü
bir Bizans ordusunu hezimete uğrattı. Bilbîs’in fethinin
arkasından Babilon üzerine yürüyüp önce yedi aylık bir
kuşatmayla burayı (9 Nisan 641), daha sonra da Bizans için
çok önemli bir ticarî liman şehri olan İskenderiye’yi fethetti
(642). Amr, 643 yılında Babilon yakınında Fustat adıyla bir
ordugâh şehri kurarak Arabistan’dan göç eden Müslümanları
buraya yerleştirdi; bu başarılarından dolayı kendisine ‘’Mısır
fâtihi’’ unvanı verildi ve Hz. Ömer tarafından Mısır’a vali
tayin edildi. Böylece Suriye ve Filistin’den sonra Mısır da
Bizans’ın elinden çıkıp İslâm hâkimiyetine girmiş oldu.


#12

SORU:

Hz. Osman döneminde gerçekleşen ve İslâm tarihinde
‘’Zâtü’s-savârî’’ adıyla anılan savaşın sonuçları ve önemi
nedir?


CEVAP:

655 yılında İslâm ve Bizans donanmaları
arasındaki ilk büyük deniz savaşıdır. Mısır valisi Abdullah
b. Sa’d, 200 gemilik bir donanma ile Anadolu sahillerine
doğru denize açılmış, Müslümanlar Antalya’nın Finike
ilçesi açıklarında bizzat imparator II. Konstans’ın (641-
668) kumandası altındaki 500 parçadan oluşan Bizans
donanması ile karşı karşıya gelmişlerdir. Yelken
direklerinin çokluğu sebebiyle İslâm tarihinde ‘’Zâtü’ssavârî’’
adıyla anılan savaş Müslümanlar’ın kesin
galibiyeti ile sonuçlanmıştır. Bu zaferle Bizans’ın Doğu
Akdeniz’deki hâkimiyeti sona ermiştir.


#13

SORU:

651 yılında Bizans imparatoru II. Konstas’ı
Müslümanlarla barış yapmaya mecbur bırakan olay
nedir?


CEVAP:

Hz. Osman döneminde, Bizans’a sınır teşkil eden
Suriye bölgesinin valiliğini yürüten Muâviye halife adına
Bizans’la diplomatik faaliyetlerde bulunup anlaşmalar
yapmaktaydı. 649 yılında Kıbrıs’a düzenledikleri başarılı
deniz seferinden sonra Müslümanların, 650 yılında
Ermenistan’a üçüncü defa akın etmeleri, Balkanlarda da
Slavlara karşı zor durumda olan Bizans imparatoru II.
Konstas’ı Müslümanlarla barış yapmaya mecbur bıraktı. 651
yılında barış görüşmeleri için imparator tarafından gönderilen
Procopios, Dımaşk’a geldi. Burada vali Muâviye ile bir
miktar vergi karşılığında iki yıllık bir barış anlaşması
imzaladı. Muâviye’nin ısrarı üzerine imparatorun amcasının
oğlu (Heraklios’un kardeşi Theodor’un oğlu) Grigorios,
Müslümanlara rehin olarak bırakıldı.


#14

SORU:

Dört Halife devrinde gerçekleştirilen fetihlerle Bizans
imparatorluğu’nun elinden alınarak İslâm topraklarına
katılan yerlerde nasıl bir siyaset izlenmiştir?


CEVAP:

Dört Halife devrinde gerçekleştirilen fetihlerle
Suriye, Filistin ve Mısır ile Kuzey Afrika Bizans
imparatorluğu’nun elinden alınarak İslâm topraklarına katıldı. Müslümanlar, fethettikleri ülkelerin çeşitli din ve
mezheplere mensup sakinlerine cizye ödemek şartıyla eski
dinlerine bağlı kalma özgürlüğünü verdikleri gibi
İslâmiyet’i kabul edenlere de kendileriyle eşit haklar
tanıdılar. Ayrıca fetihlerden sonra şehirlere çok sayıda
Müslüman yerleştirerek bu bölgelerin İslâmlaşmasını,
daha sonraki fetihler için buralarda askerî üslerin
kurulmasını ve bu yerlerin Müslümanların idaresinde
kalmasını sağladılar.


#15

SORU:

Bizans’ın başkenti İstanbul’a ilk kuşatma kim
tarafından ne zaman yapılmıştır?


CEVAP:

668 yılında başlayıp 669 bahar mevsimi boyunca
devam eden ilk kuşatma Muaviye döneminde
gerçekleşmiştir. İslâm orduları yaz mevsiminde kuşatmayı
kaldırıp geri dönmek zorunda kaldılar. Başarısızlıkla
sonuçlanan bu ilk kuşatma sırasında Müslümanlar çok
sayıda şehid verdiler.


#16

SORU:

İkinci İstanbul kuşatmasında Müslümanların başarısız
olması ve devamındaki gelişmeler Bizans açısından ne
gibi sonuçlar doğurmuştur?


CEVAP:

Bizans başkentinin çok yakınındaki Erdek Kapıdağ
(Kyzikos) yarımadasını ele geçirmek suretiyle harekât için
önemli bir üs elde etmiş olan İslâm orduları 672’de İzmir’e
ulaştılar. Bundan iki yıl sonra da 674 yılının ilkbaharında
İstanbul surlarına dayandılar ve 678 yılına kadar dört yıl
süreyle başkenti kuşatma altında tuttular. İslâm donanması
Suriye’li Kallinikos tarafından icad edilen ve su üzerinde de
yanabilen Rum ateşine sahip Bizans askerlerine karşı ağır
kayıplar verdikten sonra geri çekilmek zorunda kaldı. Bu
sıralarda Anadolu’daki İslâm ordusu da bozguna uğramıştı.
Diğer taraftan Lübnandaki Amanos dağlarında yaşayan ve
Arap saldırılarını durdurabilme umuduyla Bizanslılar
tarafından desteklenen Hıristiyan Merdeîler de (Mardaites,
İslam kaynaklarında Cerâcime) Muâviye’yi zor duruma
sokmuştu. Bizans lehine son derece önemli bu gelişmeler
karşısında Muaviye, barış istemekten başka çare bulamadı ve
bu amaçla bir elçilik heyetini imparatora gönderdi. Elçilerle
görüşen imparator IV. Konstantinos, uzun devlet tecrübesine
sahip maharetli diplomat Ioannis Picigavdis’i barış şartlarını
müzakere etmek üzere bir heyetle halifeye gönderdi.
İmparator elçisi, Dımaşk’ta Emevî halifesi Muaviye
tarafından ileri gelen devlet ricalinin de hazır bulunduğu
görkemli bir törenle karşılandı. Uzun süren barış
görüşmelerinden sonra anlaşma sağlandı. Otuz yıl süreyle
geçerli bu anlaşmaya göre Muaviye imparatora yıllık 3 000
dinar, 50 savaş esiri ve 50 Arap atı vermeyi taahüt ediyordu.


#17

SORU:

Abdülmelik tarafından ilk İslâmî sikkenin
bastırılmasının Emevîler’le Bizans imparatorluğu
arasındaki ilişkilerin bozulmasında nasıl bir etkisi
olmuştur?


CEVAP:

İslâm öncesi dönemden itibaren Araplar’da
Bizans ve Sâsânî paraları tedavülde idi. Abdülmelik
döneminde ilk defa İslâmî tarzda altın (dinar) ve gümüş
(dirhem) sikkeler darbedilmiş ve Hz. İsa resmi ile haç
yerine “Kulhuvellahu ahad” (De ki Allah birdir) âyeti gibi
İslâmî motifler yer almaya başlamıştır. Bizans’a Kıbrıs
haracı için, üzerlerinde haç yerine Kur’an ayetleri bulunan
yeni sikkeler gönderilmesi imparatorun tepkisini
çekmiştir. Bizans’la ilişkilerin bozulması üzerine
Abdülmelik, kardeşi Muhammed b. Mervan’ı Anadolu
seferlerine gönderdi. 692-93 yılında Bizans ordusu Sivas
yakınlarında ağır bir yenilgiye uğratıldı. Birkaç yıl sonra
Müslümanlar Bizans’a karşı büyük bir zafer kazanarak
695 yılında Maraş bölgesini hâkimiyet altına aldılar.


#18

SORU:

Emeviler döneminde İstanbul’a yapılan üçüncü
kuşatma kim tarafından ne zaman yapılmıştır?


CEVAP:

Velid b. Abdülmelik’in ölümü üzerine Emevi
tahtına kardeşi Süleyman b. Abdülmelik (715-717) çıkmış
ve öteden beri hazırlıkların yapıldığı İstanbul seferini
başlatmak bu halifeye kalmıştı. Halife Süleyman kara
kuvvetleri komutanlığını kardeşi Mesleme’ye, donanma
komutanlığını da Ömer b. Hubeyre’ye vererek 715-716
yılında İstanbul kuşatmasına gönderdi. Mesleme, Ömer b.
Hubeyre komutasındaki donanmanın da yardımıyla
Ağustos 717’de İstanbul’u kuşattı. Böylece her ikisi
Muaviye döneminde olmak üzere 669 yılı ile 674-678
yılları arasında yapılan başarısız kuşatmalardan sonra
İstanbul üçüncü defa Müslümanlar tarafından
kuşatılıyordu.


#19

SORU:

Abbâsîler döneminde Bizanslılarla yapılan ilk
anlaşmanın sebebi nedir?


CEVAP:

Abbâsîler’in ilk halifesi Ebü’l-Abbas es-Seffah
(750-754) döneminde İslâm devletindeki iç karışıklıktan
yararlanan Bizans imparatoru V. Konstantinos (741-775)
Malatya’yı (Melitene) kuşattı (751). Halk imparatorun
isteği üzerine şehri boşaltıp Mezopotamya’ya gitmek
zorunda kaldı. Konstantinos Malatya’dan sonra Erzurum’a
(Theodosiopolis, Kâlîkala) saldırdı ve halktan birçok
kişiyi esir aldı. İkinci Abbâsî halifesi Ebû Ca’fer elMansûr
(754-775) döneminde 756 yılında Bizans
imparatoru V. Konstantinos ile bir fidye anlaşması yapıldı.
Abbâsîler döneminde Bizanslılarla yapılan bu ilk
anlaşmayla imparatorun daha önce Malatya ve Erzurum
gibi İslâm topraklarına saldırısı sırasında aldığı esirler
fidye karşılığında serbest bırakıldı.


#20

SORU:

Abbasi halifesi Hârûn Reşîd ile İmparator İrini
arasında imzalanan barış anlaşmasının bozulmasının
sebebi ve doğurduğu sonuçlar nelerdir?


CEVAP:

Bizans tahtına çıkmayı başaran Nikiforos
halifeye gönderdiği mektubuyla, kendisinden önceki
İrini’nin halifeyi şah makamına kendisini de piyon yerine
koyduğunu, dolayısıyla devleti küçük düşürücü
anlaşmalara imza attığını belirtiyor ve o güne kadar İrini
tarafından ödenmiş olan vergilerin geri iade edilmesini
istiyordu. Aksi takdirde savaş açacağını da ekliyordu.
Harun bu gelişmeler üzerine Konya Ereğli’ye (Heraklia) kadar geldi ve Nikiforos’u yıllık vergi karşılığında barış
istemek zorunda bıraktı. İmparator kış şartlarından
istifadeyle bu anlaşmayı bozmuş, ancak o sırada Rakka’ya
kadar gitmiş olan Harun’un beklenmedik şekilde geri
dönmesinin ardından yapılan savaşta yenilerek halifeden
aynı şartlarla barış istemiştir. Barış anlaşmasının tekrar
bozulması üzerine Harun 806 yılında büyük bir orduyla
Bizans seferine çıktı ve Konya Ereğli’yi fethettikten sonra
Niğde Kemerhisar’a (Tuvâne) ilerledi. Zor durumda kalan
Nikiforos Harun’a metropolid Petros ile Amasra
(Amastris) valisi Gregorios’u elçi olarak göndererek
anlaşmaya razı olduğunu bildirdi. Sonuç Bizans açısından
oldukça küçük düşürücüydü: İmparatorun yıllık 30.000
veya 50.000 dinar vergi ödemesi yetmiyor, kendisi için
dört, oğlu ve ileri gelen devlet ricâli için ikişer dinar
olmak üzere halifeye ayrıca cizye ödemeyi kabul
ediyordu.


#21

SORU:

Abbasi halifesi Me’mûn’un Bizans’a yaptığı seferlerin
temel amacı nedir?


CEVAP:

Bizans’ın sınırlarını zayıflatarak Sugûr ve
gerisindeki bölgeyi muhtemel saldırılardan korumak ve
onların Bâbek’i kışkırtmalarına engel olmaktı.


#22

SORU:

Bizans, Müslüman Araplar ve Sâsânî imparatorluğu arasındaki ilişki ne zaman nasıl sona ermiştir?


CEVAP:

İslâm’ın doğuş yıllarında Ortadoğu topraklarında Bizans imparatorluğu, Sâsânî imparatorluğu ile asırlardır devam ede gelen bir mücadele içerisinde idi. İslâm’ın bölgede üçüncü bir güç olarak doğuşundan sonra yarım yüzyıl gibi kısa bir zaman diliminde Müslüman Araplar’ın gerçekleştirdikleri fetih faaliyetleri sonucu Sâsânî imparatorluğu tarihe karıştı. Bizans imparatorluğu ise uzun süredir Sâsânîler karşısında korumaya çalıştığı Suriye, Filistin ve Mısır gibi önemli bölgelerin Müslüman Arapların eline geçmesine engel olamadı.


#23

SORU:

Rûm ifadesi ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Arap-İslâm kaynaklarında Bizanslılar için genellikle Rûm ifadesi kullanılır. Bu terim Romalı ve Bizanslılar’ın kendileri için kullandığı Romalılar anlamındaki Romei tabirinin Arapça’ya geçmiş şeklidir. Anadolu başta olmak üzere Bizans topraklarını ifade etmek üzere Bilâdü’r-Rûm/Arzu’r-Rûm, Akdeniz için Bahru’r-Rûm, Bizans imparatorları için ise Kayser’in yanısıra Meliku’r-Rûm, ‘Azîmu’r-Rûm vs. ifadeler kullanılmaktadır.


#24

SORU:

Küffâr/kefere ifadesi ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Genel olarak gayri Müslimler için kullanılan küffâr/kefere ifadesi kullanılmıştır.


#25

SORU:

En-nasârâ ifadesi ne anlama gelmekledir?


CEVAP:

En-nasârâ ile temelde Yahudi ve Hıristiyanları tanımlamak üzere kullanılan Ehlü’l-kitâb kavramı da zaman zaman Bizanslılar için kullanılmıştır


#26

SORU:

Er-Rûm ifadesi ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Kur’ân-ı Kerim’de bir defa zikredilen ve müstakil bir sûreye adını veren er-Rûm ifadesi, Bizanslılar için kullanılmış ve onların Sâsânîler karşısında aldıkları mağlubiyete işaret edilerek üç ilâ dokuz yıl içinde Sâsânîler’e galip gelecekleri bildirilmiştir.


#27

SORU:

Bizans kaynaklarında da Araplar için hangi terimler kullanılmıştır?


CEVAP:

Bizans kaynaklarında da Araplar için genellikle Arap kelimesinin Yunanca çoğul şekli olan Arabes veya Hz. İbrahim’in eşleri Sâre ve Hâcer’e nispetle Sâre ve Hâcer’den çoğalanlar anlamında Sarakini ve Agareni, ya da Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’e nispetle İsmailite (İsmailoğulları) terimleri kullanılır


#28

SORU:

Barbar terimi ile ifade edilmek istenen nedir?


CEVAP:

Roma dönemi anlayışının bir uzantısı olarak Bizanslılar’ın kendileri dışındaki milletler için kullandıkları barbar (barbari) terimi ile de bazen Araplar kastedilmiştir.


#29

SORU:

Özellikle Arap yarımadası üzerinde nüfuz mücadelesi veren Bizans ve Sâsânî imparatorlukları için Araplar neden bir önem taşımaktaydı?


CEVAP:

Bu dönemde bazı Arap kabileleri Bizans’ın etkisiyle Hıristiyanlığı kabul edip bu imparatorluğun yanında yer alırken bazı Arap kabileleri de Sâsânîler safında yer almaktaydı.


#30

SORU:

Vassallık ne demektir?


CEVAP:

Vassal: Herhangi bir devletin kendisinden daha güçlü diğer bir devletin himayesini kabul edip ona tabi olma durumuna vassallık denilmektedir.


#31

SORU:

îlâf terimi ile ne ifade edilmektedir?


CEVAP:

Hz. Peygamber’in büyük dedesi Hâşim b. Abdümenâf Suriye’ye gidip Bizans imparatoru ile görüşmüş ve ondan Mekkeli tacirlerin emniyet içerisinde bölgeye gelerek ticaret yapabileceklerine dair bir belge almıştır. Böylece Mekke ticareti dışa açılmıştır. Hâşim b. Abdümenâf ve kardeşleri İran, Habeşistan ve Yemen hükümdarlarından da benzeri imtiyazlar elde ettiler. Kur’ân-ı Kerim’de Kureyş sûresinde geçen îlâf terimiyle bu antlaşmalar kastedilmektedir.


#32

SORU:

Kur’ân-ı Kerim’de yer alan Bizanslılar anlamındaki Rûm sûresinin ilk âyetleri nedir?


CEVAP:

Kur’ân-ı Kerim’de yer alan Bizanslılar anlamındaki Rûm sûresinin ilk âyetleri bu açıdan oldukça dikkat çekicidir: “Bizanslılar (Arapların bulunduğu bölgeye) en yakın yerde yenilgiye uğradılar. Hâlbuki onlar bu yenilgilerden sonra üç ilâ dokuz yıl içinde galip geleceklerdir. Eninde sonunda emir Allah’ındır. O gün müminler de Allah’ın yardımıyla sevineceklerdir” (Rûm 29/1-5). Gerçekten de öyle olmuş, bir müddet sonra Bizanslılar, Sâsânî devleti karşısında zaferler kazanmış ve Müslümanlar da bu zafer haberleri üzerine sevinç duymuşlardır. 


#33

SORU:

Vicarius ne demektir?


CEVAP:

Vicarius: Eyalet valisinin vekili anlamındaki vicarius unvanı erken dönem Bizans tarihinde kullanılmış resmi bir unvandır.


#34

SORU:

Sakelarios ne demektir?


CEVAP:

Sakelarios: Daha çok maliye bakanları tarafından kullanılan bu unvan asırlar içinde değişik anlamlar kazanmıştır. Erken dönemde imparatorun özel odasından sorumlu hadımlara ait bir görev iken daha sonra hem askeri hem de mali işlerden sorumlu kişi için kullanılmıştır. 10. yüzyıldan sonra askeri görevleri azalırken mali sorumluluk alanı genişlemiştir.


#35

SORU:

Amr b. Âs, Mısır’ın fethi hakkındaki görüşü nedir?


CEVAP:

Filistin’in fethini tamamlayan Amr b. Âs, Mısır’ın fethinin de stratejik açıdan gerekli olduğunu, çünkü Filistin ve Suriye’de yenilerek oraya kaçan Bizanslı kumandan ve askerlerin her an bir karşı saldırıya geçebileceklerini söyleyerek harekâta başlamak için Halife Hz. Ömer’den izin aldı.


#36

SORU:

Amr b. Âs'a neden ‘’Mısır fâtihi’’ unvanı verilmiştir?


CEVAP:

Amr b. Âs 640 yılı başında 4.000 kişilik bir süvari birliğiyle sınırda bulunan Feremâ’yı ele geçirdi. Ardından Medine’den gelen 5.000 kişilik takviye kuvvetiyle birlikte Aynişems’te güçlü bir Bizans ordusunu hezimete uğrattı. Bilbîs’in fethinin arkasından Babilon üzerine yürüyüp önce yedi aylık bir kuşatmayla burayı (9 Nisan 641), daha sonra da Bizans için çok önemli bir ticarî liman şehri olan İskenderiye’yi fethetti (642). Amr, 643 yılında Babilon yakınında Fustat adıyla bir ordugâh şehri kurarak Arabistan’dan göç eden Müslümanları buraya yerleştirdi; bu başarılarından dolayı kendisine ‘’Mısır fâtihi’’ unvanı verildi ve Hz. Ömer tarafından Mısır’a vali tayin edildi.


#37

SORU:

Stratigos kavramı ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Stratigos: Antik dönemlerde general manasında kullanılan Stratigos kelimesi Bizans döneminde özellikle 8. yüzyılda sözlük manası kolordu anlamına gelen fakat idari olarak eyalet terimini karşılayan temalardan sorumlu kişi için kullanılmış bir unvandır. Stratigoslar eyaletin en üst askeri sorumlusu olduğu kadar bölgelerinde verginin toplanmasından ve adaletin dağıtılmasından da mesuldüler.


#38

SORU:

Dört Halife devrinde hangi ülkeler İslam topraklarına katılmıştır?


CEVAP:

Dört Halife devrinde gerçekleştirilen fetihlerle Suriye, Filistin ve Mısır ile Kuzey Afrika Bizans imparatorluğu’nun elinden alınarak İslâm topraklarına katıldı.


#39

SORU:

Tema kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Tema: 7. yüzyılda İslâm, Hicaz yarımadasında doğmuş ve yarım asır içinde Bizans’a ait Orta Doğu toprakları Müslüman Arapların eline geçmiştir. Bunun üzerine Heraklios döneminde Müslüman Arapların akınlarını Anadolu’da önleyebilmek için Bizans Devleti, Anadolu’yu dört eyalete bölmüştür. Bu eyaletler tema kelimesi ile adlandırılmıştır. Temaların genel özelliği eyalet içinde toprağa bağlı yerel ordu bulundurmasıdır. Bundan dolayı kolordu olarak bilinmektedirler.


#40

SORU:

Kuvikularios kavramı ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Kuvikularios: Erken dönem Bizans tarihinde imparatorun has odasından sorumlu kişi manasında kullanılan bu unvan daha sonra imparatorun sarayının teşrifatından sorumlu kişiler için kullanılmıştır.


#41

SORU:

Magistrianos kavramı ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Magistrianos: Geç Roma döneminde sivil idarenin başı olarak kullanılan magistrianos unvanı Bizans döneminde sarayın korunmasından, ordunun silahlanmasından, istihbaratın sağlanmasından ve diplomatik ilişkilerin belirlenmesinden sorumlu kişi için kullanılmıştır.