BANKACILIK VE SİGORTACILIĞA GİRİŞ - Ünite 6: Sigortacılığın Genel İlkeleri ve Yapısı Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Sigortacılığın Genel İlkeleri ve Yapısı

Ünite 6: Sigortacılığın Genel İlkeleri ve Yapısı

Sigorta Nedir?

Sigorta, insanın sağlığı, hayatı veya sahip olduğu mal ve mülkünün; kazaya uğrama, yok olma gibi tehlikelere karşı, belirli bir ücret karşılığında değerini tazmin taahhüdüyle temin etmek olarak tanımlanmaktadır.

Sigorta bir tür sözleşmedir. Sigorta sözleşmelerinde hizmet veren (sigorta şirketleri) ve hizmet alan (sigortalı) olmak üzere iki taraf vardır. Sigorta sözleşmesini konusu, sigortalının üzerinde menfaati olan her türlü eşya ve mülküdür.

Sigortanın İşlevleri

Sigortanın temel işlevleri şöyle özetlenebilir:

Ekonomik ve Sosyal Hayatta Öngörülebilirlik ve Güvence Sağlaması: Sigorta, ölüm yangın, hırsızlık, doğal afetler, sakatlık gibi risklerin gerçekleşmesinden doğacak sorunların ve kayıpların önüne geçmesi ve sosyal huzursuzlukların çoğalmasını engellemesiyle, huzur ve güven ortamının sağlanmasına katkıda bulunur.

Aynı Amaca Yönelik Dayanışma Sağlaması: Sigortanın temel işlevlerinden bir diğeri de insanların malları ve hayatları için tehlike oluşturan risklere karşı “dayanışma” sağlaması olarak sayılmaktadır. Dayanışmanın kaynağı, bir kişinin maddî zararının aynı tehlikeyle karşı karşıya olan diğer kişiler tarafından paylaşılmasıdır.

Tasarruf Artışı Sağlaması: Bireyler, riskleri bertaraf edebilmek için, kazançlarının bir bölümünü zorunlu olarak tasarruf etmekte ve tasarruflarını sigorta primi ödeyerek sigorta şirketlerinin fonlarına aktarmaktadır. Sigorta şirketleri tarafından toplanan primler, para ve sermaye piyasalarına aktarılarak, makroekonomik kaynak oluşturulmasına katkı sağlamaktadır. Sigorta, üretim, nakliye ve sağlık gibi birçok sektörde ürün ve hizmetlerin sigortalanmasıyla yeni iş olanakları yaratarak, ticaret ve sanayinin gelişmesine de katkı sağlamaktadır.

Risklerin Etkin Yönetimi ve Zararın Karşılanması: Sigorta, risk yönetimi ve risk analizi ile ticarî ve endüstriyel tesislerde hasar oluşumu riskini en aza indirerek, muhtemel hasara bağlı her türlü iş ve kâr kaybının önlenmesini sağlar. Sigorta sektörü, ekonominin karşılaşacağı muhtemel toplam riskleri, ölçerek, yöneterek ve transfer edilmesini sağlayarak azaltmaktadır. Şirketler sigorta ile karşılaşacakları muhtemel riskler için büyük fonlar ayırmak zorunda kalmayacak, likit sermayesini yatırım yapmak, üretimi artırmak, teknoloji geliştirmek ve ARGE faaliyetleri için kullanacaktır.

Riske Karşı Güvencenin Uluslararası Boyuta Dağıtımı: Sigorta şirketleri, yabancı ülkelerdeki şirketlerle ortaklık kurarak ve reasürans anlaşmaları yaparak rizikoya daha geniş bir topluluğun katılımını sağlayarak başarısını artırabilir.

Sigortacılığın Genel İlkeleri

Sigorta branşları için geçerli olan, genel kabul görmüş ve ülkemizdeki mevzuatta da yeri olan genel ilkeler aşağıdaki gibidir:

Mutlak İyiniyet İlkesi: Bu ilkeye göre sigortalı teminat altına aldığı nesneye ilişkin tüm bilgileri doğru olarak vermek; aynı şekilde sözleşmeye aracılık eden kişi de neyi, ne şartlar altında aldığı konusunda doğru ve gerçek bilgileri sigortalıya beyan etmek zorundadır.

Sigortalanabilir Menfaat İlkesi: Sigortalanabilir menfaat, sigortalı kişinin sigortalı mal ile ilgili kayıp gerçekleştiğinde, ortaya çıkan mali kaybını ifade eder. Aynı zamanda bu ilke, sigortalının sahip olduğu mal, değer ya da faydayı, sigorta yaptırabilmesinin kanuni hakkını ifade eder. Sigortalanabilir menfaatin başlıca unsurları şunlardır: Sigortalanabilir nitelikteki mal ya da sorumluluk olmalı ve bunlar sigorta konusunu teşkil etmeli; Sigorta ile konusu arasında finansal, hukuki, ahlaki ve geçerli bir ilişki bulunmalı ve bu ilişki para ile ölçülebilir olmalı ve sigortalanan malın üzerinde mülkiyet hakkı olan sahibi yanında, kiracılık hakkı olan, emanetçi, yediemin, ipotek ve rehin hakkı sahibi kişinin de menfaatinin olması gereklidir.

Yakın Neden İlkesi: Yakın neden, sigorta sözleşmesinde güvence altına alınmış olan menfaatin hasara uğramasında en etkili, en hâkim nedendir.

Tazminat İlkesi: Sigorta sözleşmesinin konusuyla ilgili hasar meydana geldiğinde, sigortacı şirket tarafından zarar gören menfaatin telafisi için sigortalıya ödenen miktara tazminat denir. İki temel amacından birincisi; sigortalının sigorta şirketinden alacağı tazminat ile zenginleşmesinin önüne geçmek ve sigortalının mali durumunu hasar meydana gelmeden önceki durumuna getirmektir.

Aşkı sigorta terimi, poliçedeki sigorta bedelinin, sigorta konusunun gerçek ve makul değerinin üzerinde olmasıdır. Eksik sigorta ise poliçede yazılı sigorta bedelinin, sigortaya konu olan malın gerçek ve makul değerinin altında olmasıdır.

Halefiyet/Hakların Devri İlkesi: Halefiyet, hukuk dilinde bir kimsenin bir başkasına karşı sahip olduğu haklarının, üçüncü bir kişiye devredilmesi ve söz konusu hakların üçüncü kişi tarafından kullanılmasını ifade eder. Sigortacılıkta eğer hasar bir başka kişinin kusuru sonucu meydana gelmiş ise, sigortacı söz konusu hasarda, sigortalıya ödediği tazminat oranında, sigortalının yerine geçerek kusuru olan kişiye başvurma hakkını (Rücu Hakkı) elde eder.

Kanuni halefiyet hakkı için iki şart aranmaktadır: İlki, riskin gerçekleşmesinden doğan zararlar için sigorta ettiren üçüncü şahıslara karşı tazminat talebi hakkına sahip olmalıdır ve ikincisi ise sigortacı sigorta tazminatını ödemiş olmalıdır. Bu ilkenin üç amacı vardır; sigortalının aynı hasardan dolayı çifte tazminat almasını önlemek; sigorta sözleşmesi sayesinde ve sigortalının iradesine aykırı olarak zarar verenin sorumluluktan kurtulmasını engellemek ve halefiyet, sigorta oranlarının aşağı çekilmesine yardımcı olur.

Hasara Katılım İlkesi: Hasara katılım ilkesi, müşterek ve kısmi sigortalarda sigortalının gerçek zararından fazlasını sigorta aracılığı ile elde etmesini önlemek için uygulanmaktadır. Hasara katılımın söz konusu olabilmesi için şu koşullar gereklidir; birden fazla sigorta poliçesi bulunmalıdır, bütün poliçeler aynı sigorta konusu ile ilgili olmalıdır; bütün poliçeler, hasara yol açan tehlikeyi teminat altına almalıdır; hasar gerçekleştiğinde bütün poliçeler yürürlükte olmalıdır, bütün poliçeler, aynı sigortalının aynı menfaat ilişkisini sağlamış olmalıdır ve bütün poliçelerde hasara katılmayı engelleyecek bir hüküm olmamalıdır.

Sigorta Sözleşmeleri ve Sigortanın Tarafları

Sigorta sözleşmesi, TTK’nin 1263’üncü maddesinde “sigortacının bir prim karşılığında diğer bir kimsenin para ile ölçülebilir bir menfaatine zarar verecek bir rizikonun meydana gelmesi halinde tazminat ödemeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat müddetleri sebebiyle veya hayatlarında meydana gelen belli bir takım olaylar dolayısıyla para ödemeyi veya başka edalarda bulunmayı üstlendiği bir sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Sigorta poliçesinde; sigortacının, sigorta ettirenin adı ve soyadı ile ikametgahları; sigortanın konusu, sigorta kapsamındaki rizikolar ile teminatın başlayacağı ve sona ereceği an; sigorta bedeli, sigorta priminin tutarı ile ödeme zamanı ve yeri; sigorta teminatı kapsamındaki rizikoların gerçek niteliklerini tamamen tayin eden tüm hallerin; sigortacı tarafından sağlanan teminat ve istisna edilen hususlar ve poliçenin düzenlenme tarihinin yazılması gereklidir.

Sigorta sözleşmesinin taraftarı ve bu sözleşmeden etkilenen kişiler şunlardır: Sigortacı, sigorta sözleşmesinde sigorta himayesi sağlama borcunu üzerine alan taraftır. Sigorta ettiren**, sigortacı ile sigorta sözleşmesi kurarak sigortalının menfaatini sigortacı nezdinde prim ödemek suretiyle teminat altına alan kişiyi ifade eder. Sigortalı, genellikle sigorta ettiren ile sigortalı aynı kişidir. Lehtar, can sigortalarında, sigorta sözleşmesine taraf olmamakla birlikte, lehine sigorta sözleşmesi akdedilen ve rizikonun gerçekleşmesi hâlinde kural olarak sigorta tazminatını sigortacıdan isteme hakkına sahip olan kişiyi ifade eder. İpotekli alacaklı, sigortalı kıymet üzerinde kanunen tanınmış öncelikli bir hakka sahip olan taraf ve gerçek hak sahibidir. Zarar gören üçüncü şahıs, sorumluluk sigortalarında zarar gören üçüncü şahsa kanun ya da sigorta sözleşmesi ile doğrudan sigortacıya başvurma hakkı tanınabilir.

Sigortacılıkta sigorta yaptırmak isteyen kimse ve sigortacı arasındaki ilişkiyi kurmak ve ilgili mevzuata göre düzenlemek için yapılan sözleşmeler, teklif formu ve sigorta poliçesi evrakları ile düzenlenmektedir.

Teklif Formu: Teklif formu, sigorta yaptırmak isteyen kimsenin dolduracağı ve yaptıracağı sigorta ile ilgili gerekli tüm bilgileri içeren bir belgedir. Teklif formlarının bütün sigorta dallarında aynı derecede yaygın olarak kullanıldığı söylenemez. Özellikle hayat, ferdî kaza ve kara taşıtları ve yangın rizikolarında teklif formları yaygın şekilde kullanılırken; büyük yangın ve mühendislik rizikolarında, riziko ekspertizinin bilgisine ve riziko müfettişlerinin raporlarına başvurulur. Sigorta poliçesi, sigortacı ve teklif sahibi arasında sigorta koşulları ve prim üzerinde anlaşmalarıyla kurulan sigorta sözleşmesinin kanıtıdır.

Sigorta Primi: Sigorta pirimi aynı tür tehlikeyle karşı karşıya olan kişilerin aralarından, söz konusu tehlikeye doğrudan doğruya maruz kalanların zararını karşılamak amacıyla oluşturulan ortak fon için ödenen katkı payıdır.

Türk Sigorta Sektörünün Yapısı

Türkiye’de sigortacılık sektörü, genç nüfus ve düşük sigortalılık oranı, dinamik ve güçlü mali yapısı ile her geçen gün büyüyen bir sektördür. Ülkemizde kurulan ilk reasürans şirketi olan Milli Reasürans, suiistimalleri ve haksız rekabeti önlemek ve ödemelerin zamanında yapılmasını sağlamak gibi katkılarıyla, Türk sigortacılığının gelişmesinde olumlu rol oynamış, halkın sigortaya olan güvenini arttırmıştır.

Sigortacılık sektöründe verilen hizmetler genel olarak ‘’hayat dışı’’ (kaza, hastalık/sağlık, kara-hava-su-raylı araçlar, nakliyat, yangın ve doğal afet, kredi, emniyeti suiistimal gibi başlıklardır) ve ‘’hayat’’ (ferdi kaza, evlilik/doğum gibi alt kategorilerdir) branşları olarak ikiye ayrılır. Türk Sigorta Sektöründe bugün 34'ü hayat dışı, 7'si hayat, 16'sı hayat ve emeklilik branşlarında hizmet veren toplamda 58 şirket faaliyet göstermektedir.

Türk Sigorta Sektöründeki Aktörler

Sigorta ve Reasürans Şirketleri: Reasürans, sigorta edilmiş riskin, belli bir kısmının veya tamamının yeniden sigorta edilmesidir. Reasürans işlemlerinde riski bu şekilde devreden şirkete sedan, devir alan şirkete reasürör denir.

Reasüransa duyulan gereksinimin nedenleri şunlardır; rizikonun yayılması, sigortacının iş kabul kapasitesinin artması; sigortacının iş kabul esnekliğinin artması, sigorta şirketinin mali yapısının desteklenmesi; birikim fazlasının yol açabileceği doğal afet hasarlarının kontrolü ve reasürörden sigortacıya teknik bilgi aktarımıdır.

Türkiye’de faaliyet gösterecek sigorta şirketleri ile reasürans şirketlerinin anonim şirket veya kooperatif şeklinde kurulmuş olması şarttır. Sigorta şirketleri ve reasürans şirketleri kurucularının; müflis veya konkordato ilan etmiş olmaması; reasürans şirketinin kurucusu olmanın gerektirdiği mali güce ve itibara sahip bulunması; taksirli suçlar hariç olmak üzere affa uğramış olsalar dahi süreli hapis veya sigortacılık mevzuatına aykırı hareketlerinden dolayı hapis veya birden fazla adli para cezasına mahkum edilmemiş olması; ve tüzel kişi olması halinde bu tüzel kişinin yönetim ve denetimine sahip kişilerin, mali güç dışında kurucularda aranan diğer şartları taşıması gereklidir. Sigorta şirketleri ve reasürans şirketleri, faaliyet göstermek istedikleri her bir sigorta branşında Müsteşarlıktan ruhsat almak zorundadır. Müsteşarlık, ruhsat talebinin değerlendirilmesini yaparken; Sigorta şirketleri ve reasürans şirketlerinin kurucuları ile yönetici ve denetçilerinin bu Kanunda öngörülen şartları taşımaması; iş planına ve ibraz edilen belgelere göre sigorta sözleşmesine taraf olanların hak ve

menfaatlerinin yeterince korunamayacağının anlaşılması veya yükümlülüklerin sürekli ve yeterli olarak yerine getirilebilecek şekilde oluşturulmaması; başvurunun yeterli beyan ve bilgileri içermemesi veya bu Kanunda öngörülen şartları taşımadığının anlaşılması; sigorta şirketleri ve reasürans şirketlerinin, gerekli teknik donanım ya da yeterli sayıda nitelikli personele sahip olmadığının veya ruhsat talep edilen alanda sigortacılık yapma yeterliliğinin bulunmadığının yapılan denetimle tespit edilmesi durumlarından en az birinin gerçekleşmesi durumunda, ruhsat talebini reddeder.

Sigorta Acenteleri: Acente, belirli bir sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ya da bölgede, sigorta şirketinin adına sigorta sözleşmelerini yapmaya ya da sigorta sözleşmelerine aracılık etmeye yetkili olan, sigorta yaptırmak isteyen kişi ile sigorta şirketi adına görüşmelerde bulunan, sözleşmenin uygulanmasını sağlayan ve hasar gerçekleştiği takdirde sigortalıya tazminat ödenmesi konusunda yardımcı olan kişidir.

Acentelik faaliyetlerinde bulunacak gerçek kişilerde şu nitelikler aranır; Türkiye’de yerleşik olması; medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olması; kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin dört numaralı alt bendinde belirtilen suçlardan hüküm giymemiş veya ceza almamış olması; iflas etmemiş ve konkordato ilan etmemiş olması; teknik personel vasıflarını taşıması; asgari malvarlığı şartını yerine getirmiş olması; fiziksel, teknik ve idari altyapı ile insan kaynakları bakımından yeterli olması.

Sigorta Eksperi: Sigortacılık Kanununun 22 inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde sigorta eksperi; “Sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak yapan tarafsız ve bağımsız kişi” olarak tanımlanmıştır.

Sigorta ve Reasürans Brokerleri: Brokerler, sigorta ve reasürans piyasasının özel ve bağımsız aracılarıdır. Broker, sigorta teminatı satın almak isteyen kişiye en uygun teminat biçimi ve sigortacının seçiminde yardımcı olan danışmanı ve temsilcisidir. Broker olabilmek için yukarıda bahsedil genel şartlar dışında; en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun olması. Brokerlik yapacağı alanda en az on yıllık mesleki deneyimi olmak ve Müsteşarlıkça uygun görülecek şekilde fiziksel, teknik ve idari altyapı ile insan kaynakları bakımından yeterli olması gereklidir.

Aktüerler**: Sigorta rizikoları ile primlerini, istatistik ve olasılık hesaplamaları yoluyla tespit eden ve geleceğe yönelik stratejik değerlendirmeleriyle sigorta sözleşmelerinin temel ilkelerini belirleyen uzman kişidir. Aktüerlik yapacak kişilerin; lisans derecesine sahip olmaları, taksirli suçlar hariç olmak üzere affa uğramış olsalar dahi süreli hapis veya sigortacılık mevzuatına aykırı hareketlerinden dolayı hapis veya birden fazla adlî para cezasına mahkûm edilmemiş olmaları; müflis veya konkordato ilan etmiş olmamaları, aktüeryayla ilgili toplam üç yıl meslekî uygulama veya faaliyette bulunmuş olmaları ve aktüerlik sınavlarında başarılı olmaları şarttır.

Bağımsız Denetim Kuruluşları: Bağımsız denetim kuruluşları; şirketlerin hesap ve kayıtlarının, ilgili Yönetmelikte düzenlenen denetim ilkelerine göre incelenmesi ve bu inceleme sonuçlarına dayanılarak oluşturulan hesap ve kayıtların Kanuna göre yürürlüğe konulan hesap ve kayıt düzenine ilişkin mevzuata ve Kanuna uygunluğu hususunda oluşturulan görüş çerçevesinde finansal tabloların denetlenmesi ve rapora bağlanmasıyla görevlidir.

Türk Sigorta Sektöründeki Kurumlar

Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Kurulu: Kurulun görevleri şu şekildedir; Sigortacılık Kanunu ve sigortacılıkla ilgili diğer mevzuat ile sigorta denetleme uzman ve uzman yardımcıları ile sigorta denetleme aktüer ve aktüer yardımcılarına verilen görev ve yetkilerin gerektirdiği denetleme, inceleme ve soruşturma işlerini yürütmek ve sonuçlandırmak; alınan, derlenen ve kendine tevdi edilen bilgi, belge ve dokümanlar ile denetim ve izlemelerden elde edilen sonuçları incelemek ve değerlendirmek, yapılacak uygulamalar ve alınacak önlemler konusunda Hazine Müsteşarı’na öneriler sunmak; ve kurulun görev ve yetki alanına giren konularda mevzuat ve uygulama ile ilgili her türlü araştırma ve diğer çalışmaları yapmak, yürütmek, görüş bildirmek ve tekliflerde bulunmaktır.

Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü: Sigortacılık Genel Müdürlüğü, 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun çerçevesinde kurulmuştur.

Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği: Birlik, “sigortacılık mesleğinin geliştirilmesi, şirketler arasında dayanışma sağlanması ve haksız rekabetin önlenmesi amacıyla kurulmuştur. Türkiye’de çalışan bütün sigorta ve

Reasürans şirketleri, kuruluşlarının tamamlanmasından ve ruhsatların alınmasından itibaren bir ay içerisinde Birliğe üye olmak zorundadır.

Sigorta Tahkim Komisyonu: Komisyon, sigorta ettiren veya sigortadan menfaat sağlayan kişiler ile sigorta tahkim sistemine üye sigorta kuruluşları arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların, bu alanda uzmanlaşmış hakemler tarafından basit, süratli ve adil bir biçimde çözülmesi amacıyla kurulmuştur.

Güvence Hesabı: Güvence Hesabı, kapsamında bulunan zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin bedeni olarak zarar görenlerin tedavi masraflarını karşılamakta ve kaza sonrasında sakat kalma halinde sakatlık tazminatı, ölüm halinde ise ölenin desteğinden yoksun kalanlara, destekten yoksun kalma tazminatı ödemektedir.

Doğal Afet Sigortaları Kurumu: Zorunlu Deprem Sigortası, meskenlerde depremin neden olacağı maddi zararların tazmin edilmesini sağlamaya yönelik olarak oluşturulan yeni bir sigorta sistemidir. Devletin ve sigorta sektörünün iş birliği ile oluşturulan bu sistemin temel amaçları şunlardır; kapsamdaki bütün konutları, ödenebilir bir prim karşılığında depreme karşı sigorta güvencesi altına almak; ve yurtiçinde risk paylaşımı sağlamak, aynı zamanda deprem hasarlarının neden olacağı mali yükü sigorta yoluyla uluslararası reasürans ve sermaye piyasalarına dağıtmaktır.

Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi: Sigorta sistemine olan güvenin arttırılması ve kamu gözetim-denetiminin etkinleştirilmesine yönelik olarak SBM'nin ilgili yönetmelik kapsamında belirlenmiş ana görevi; sektör genelinde uygulama birliğinin sağlanması, sağlıklı fiyatlandırmanın yapılabilmesi, suiistimallerin önlenmesi, güvenilir istatistiklerin oluşturulması hedeflerine ulaşılmasıdır.

Sigortacılık Eğitim Merkezi: Sigortacılık Eğitim Merkezi, Avrupa Birliği’ne uyum yasaları ile birlikte önemli bir değişim sürecine giren ülkede, Türk sigorta sektörünün uygulama alanında yeni mevzuata ve sektörde istihdam edileceklerin standardizasyonuna yönelik ciddi bir eğitime ihtiyaç duyulması sonucu kurulmuştur.

Tarım Sigortaları Havuzu: Tarım Sigortaları Kanuna göre; kanun kapsamındaki riskler ve yapılacak sözleşmelerde standart sağlanması, riskin en iyi koşullarda transferi için uygun ortamlar oluşturulması, oluşacak hasarlarda tazminatın tek merkezden ödenmesi ve tarım sigortalarının geliştirilmesi, yaygınlaşması amacına yönelik olmak üzere

bir Tarım Sigortaları Havuzu kurulmuştur. Bu havuza ilişkin tüm iş ve işlemler havuza katılan sigorta şirketlerinin eşit hisseleri ile katıldığı ve ortak oldukları Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. tarafından yürütülmektedir.

Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM): EGM’nin görevleri; bireysel emeklilik sisteminde faaliyetlerin güven içerisinde devamını sağlamak; katılımcıların hak ve menfaatlerini azami düzeyde korumak; sorunların ivedi olarak belirlenmesine ve müdahalede bulunulmasına olanak sağlamak; ve gerekli verilerin bilgilerin oluşturulması ve saklanması faaliyetlerinde bulunmaktır.

Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu: Büro, motorlu araçların işletilmesi nedeniyle sigortalı aracın bulunduğu Yeşil Kart sistemi dahilindeki ülkelerin mali sorumluluk sigortası kapsamında; yurt dışında geçerli sigorta belgeleri düzenlemek ve bu kapsamda sebep olunan hasarları karşılamak, ülkemizde geçerli bulunan sigorta sözleşmeleri kapsamında Yeşil Kart sigortası bulunan yabancı plakalı araçların sebep olduğu hasarların çözümlenip giderilmesini sağlamak amacıyla kurulmuştur.

Sigorta Eksperleri İcra Komitesi: Komitenin başlıca görevleri; sigorta eksperliği faaliyetlerinin adil ve dürüst olması, iş ahlakının sağlanması, meslek mensuplarının mesleğin gerektirdiği özen, disiplin ve dayanışma içinde çalışması amacıyla meslek kurallarını oluşturmak; meslek mensupları arasında haksız rekabeti önlemek için gerekli bütün tedbirleri almak ve uygulamak; sigorta eksperliği mesleğinin geliştirilmesi amacıyla kurslar tertip etmek, seminer ve konferans gibi eğitim faaliyetlerinde bulunmak; ve sigorta eksperleri hakkında sigortacılık faaliyeti ile ilgili konularda disiplin cezası vermek olarak sıralanabilir.

Sigorta Acenteleri İcra Komitesi: Komite’nin başlıca amacı; sigorta acenteliği faaliyetlerinin adil ve dürüst bir biçimde yerine getirilmesi, iş ahlakının sağlanması, meslek mensuplarının dayanışma ve sigorta acenteliği mesleğinin gerektirdiği özen ve disiplin içinde çalışması için meslek kurallarını oluşturmaktır.

Dernekler ve Vakıflar: Kanun ve Yönetmeliklerle kurulan kurumların yanında, sektörde faaliyette bulunan dernekler ve vakıflar da (Türkiye Sigorta Enstitüsü Vakfı, Türk Lloydu Vakfı, Sigorta Acenteleri Dernekleri, Sigorta Brokerleri Derneği, Sigorta Eksperleri Derneği, Sigorta Hukuku Türk Derneği, Aktüerler Derneği gibi) bulunmaktadır.