BAHÇE TARIMI II - Ünite 9: Yazlık ve Kışlık Kabaklar, Hıyar, Kavun, Karpuz ve Enginar Yetiştiriciliği Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 9: Yazlık ve Kışlık Kabaklar, Hıyar, Kavun, Karpuz ve Enginar Yetiştiriciliği

Yazlık ve Kışlık Kabak Yetiştiriciliği

Yazlık - Sakız Kabağı ( Cucurbita pepo L.),

Kışlık - Bal Kabağı (Cucurbita moshata Poir.),

Kışlık - Kestane Kabağı ( Cucurbita maxima Duch.)

Türkiye’de en fazla kabak Antalya, Mersin, Hatay, Ankara ve Adana’da üretilmektedir.

Yazlık kabaklar orta derin, kışlık kabaklar derin köklü sebzeler arasındadır. Yazlıklarda etkili kök derinliği 30-40 cm iken, kışlıklarda bu rakam 60-70 cm’e ulaşır.

Kabaklar kollu ve kolsuz olarak ikiye ayrılırlar. Kışlık kabaklarda gövde 2-3, hatta 4 m’ye uzayabilir. Gövdenin içi boş ve üzeri dikensi tüylüdür. Yazlık kabaklar çok kısa ve dallanmadan gövde oluştururlar.

Kabak yaprakları oldukça iridir, yaprak genişliği kışlık kabaklarda 20-30 cm, yazlık kabaklarda 20-50 cm olabilir. Üzerlerindeki benek genetik karakterdir.

Kabaklarda çiçek yapısı monoiktir. Çiçeklenme; gün uzunluğu, sıcaklık gibi çevresel faktörler ile hormonal düzeyden etkilenir. Çiçekler yaprak koltuklarından tek ya da 3-4 tanesi bir arada olacak şekilde çıkarlar. Dişi çiçekte erkek organlar dumura uğramıştır. Çok geniş bir ovaryum ve stigmaya sahiptir. Stil çok kısadır. Çiçekleri 5’lidir. Nektar bezeleri çok gelişmiştir ve kabak çiçekleri arılar için çok caziptir. Erkek çiçeklerde anterler birbirine bitişik bir koni şeklini almıştır.

Meyveler yazlık kabaklarda genellikle silindirik olmakla birlikte, yuvarlak veya ampul şeklinde olan kabaklar da açıkta ve seralarımızda yetiştirilmektedir. Meyve ağırlığı 100-150 g, uzunluğu 15-18 cm’dir. Meyve renkleri; yeşil, siyah, sarı ya da beyaz olabilmektedir. Kışlık kabaklarda ise meyve şekli; yuvarlak, basık yuvarlak, silindirik ya da armut şeklinde olabilir. Ağırlıkları, 2-3 kg’dan, 15-20 kg’a kadar değişir.

Kabak çekirdekleri beyaz-krem renkli ve iridir. Tohumlarında yağ ve protein miktarı çok yüksektir. Tohumların çimlenmesi için optimum sıcaklık isteği 20-27 °C’dir. 18-37 °C’ arasında iyi gelişir. Çimlenme için toprak sıcaklığının minimum 10 -12 °C’ olması gereklidir. Nötr gün bitkisidir.

Kabaklar yetiştiriciliği için en iyi topraklar organik maddece zengin, kumlu-tınlı topraklardır. Optimum pH isteği 5,5-7,2’dir.

Kabaklar açıkta ve örtü altında doğrudan tohum ekimi ya da fide ile yetiştirilebilir. Fide ile yetiştiriciliğinde, kabakgillerin şaşırtma yöntemine göre ekilmesi gerekir. Doğrudan tohum ekiminde, sıra arası 80-120 cm, sıra üzeri 50-80 cm olacak şekilde 800-1200 g/da tohum ekilir. Kışlık kabaklar, ülkemizde genellikle kenar bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Kışlıklar kol attığı için sıra arası 2-3 metre bırakılmalıdır. Açıkta yetiştiricilikte, organik gübrelemenin yanında saf azot, saf fosfor ve saf potasyum olacak şekilde gübreleme yapılabilir.

Kabak yetiştiriciliğinde, çapalama sayesinde hem bitki ile rekabet eden ve aynı zamanda virüs konukçusu olan yabancı otlarla mücadele edilir, hem de boğaz doldurma işlemi yapılabilir.

Yazlık kabakların, çok hızlı büyüdükleri ve günlük aralıklarla hasat edildikleri için su ihtiyaçları çok fazladır. Çekirdek kabakları ile kışlık kabaklar susuz da yetiştirilebilir. Damla sulama idealdir.

Kabak yetiştiriciliğinde karşılaşılan çok sayıda hastalık ve zararlı bulunmaktadır. Bunlardan başlıcaları külleme, kurşuni küf, fusarium solgunluğu, kabak sarı mozaik virüsü, gümüşlenme, nematod, yaprak biti, beyaz sinek ve kırmızı örümcektir.

Yazlık kabaklar sürekli çiçeklenme ve hasat edilme özelliğindedir. Yazlık kabakları daha tohumları belirginleşmeden, çeşidin ideal büyüklüğünü aldığı dönemde hasat etmek gereklidir, hasadın 1 gün dahi gecikmesi kabağın kartlaşmasına sebep olur. Kışlık kabaklar ise tarlanın tümü olgunlaştığında ve bitkiler kuruduğu dönemde tek kırımla hasat edilirler.

Kabaklarda dekara verim; yetiştirilen çeşidin özelliklerine, yetiştiriciliğin açıkta ya da örtü altında yapılmasına, sulama durumuna ve ekim zamanlarına göre değişebilir.

Hıyar Yetiştiriciliği ( Cucumis sativus L. )

Hıyar, tüm dünyada sofralık ve turşuluk olarak yetiştirilen ve sevilerek tüketilen bir türdür. Sofralık hıyar yetiştiriciliği yazın açık tarlada, kışın ise seralarda yapılmaktadır. Türkiye’de hıyar üretimi en fazla; Antalya, İzmir, Mersin, Samsun ve Hatay’da üretilmektedir.

Hıyar, yüzlek köklü sebzeler arasında yer almaktadır. Köklerinin % 70-80’i toprağın 20-30 cm derinliğinde, geriye kalan % 20-30’u ise 40-60 cm derinliğinde yer alır.

Hıyarda tohum ekiminden sonra ilk gerçek yapraklar göründükten sonra, gövde kuvvetlenmeye başlar ve koltuk sürgünleri alındığı takdirde gövde boyu 3-4 m’ye kadar uzayabilir. Açıkta yetiştiricilikte koltuk sürgünleri alınmadığından en alttaki 1-2 koltuk da ana gövde gibi gelişir. Gövdesi köşeli, tüylü ve sülükleri sayesinde tutunucu özelliktedir.

Hıyar yaprakları basit yaprak formunda, 3-5 loblu ve hafif köşelidir. Yaprakların üst yüzü düz ve parlak, alt yüzü mat ve tüylüdür. Yaprak koltuklarından çıkan sülükler, bitkinin bir yere sarılıp tutunmasında büyük rol oynar.

Bitki üzerinde çiçekler yaprak koltuklarından tekli ya da çoklu olarak çıkarlar. Çiçek yapısı monoik ya da gynoiktir. Gynoik çiçek yapısı: Bir bitki üzerinde sadece dişi çiçek bulunma durumudur. Monoik çeşitlerde önce erkek çiçekler oluşur, daha sonra dişi çiçekler görülmeye başlar. Aynı boğumdan erkek ve dişi çiçekler birlikte de çıkabilir. 5’li çiçek yapısı (5 çanak ve 5 taç yaprak) bulunmaktadır. Erkek çiçeklerde 5 anter mevcuttur. Dişi çiçeklerde yumurtalık 3 karpellidir ve %100 yabancı döllenir. Meyveler açık ya da koyu yeşildir. Meyve, çiçek açımından 3-15 gün sonra hasat olgunluğuna ulaşır.

İri hıyar meyvesinde 300-400 adet tohum bulunabilir, tohumları kavununkine benzer, ancak daha zayıf, ince ve açık renklidir.

Hıyar, besin maddelerince zengin, kaba yapılı, iyi drene edilmiş, su tutma gücü yüksek, sıcak ve havadar toprakları sever. Toprak tuzluluğuna son derece duyarlıdır. Nötr ya da hafif asit topraklar elverişlidir.

Hıyarlar açıkta ve örtü altında doğrudan tohum ekimi ya da fide ile yetiştirilebilir. Fide ile yetiştiriciliğinde kabakgillerin şaşırtmaya duyarlılığı nedeniyle tohum ekimleri viyollere yapılır. Sonbaharda derin toprak işleme, ilkbaharda orta derin işleme ve arkasından yüzeysel işleme yapılır. Tohum ekimleri masura ya da düze yapılabilir.

Hıyarlar çok hızlı büyüdükleri ve günlük aralıklarla hasat edildikleri için su ihtiyaçları çok fazladır. Hıyarın; yapraklarının geniş ve terlemesinin fazla, meyvelerinin su içeriğinin yüksek ve kök gelişimi zayıf olduğu için sulama çok önemlidir. Damla sulama idealdir.

Hıyar yetiştiriciliğinde karşılaşılan çok sayıda hastalık ve zararlı bulunmaktadır. Bunlardan başlıcaları külleme, mildiyö, kurşuni küf, pusa ritim solgunluğu, bakteriyel köşeli yaprak lekesi, kabak sarı mozaik virüsü, nematod, yaprak biti ve beyaz sinektir.

Hıyarlar sürekli çiçeklenme ve hasat edilme özelliğindedir. Hıyarlarda en uygun hasat zamanı, çeşidin tavsiye edilen uzunluğunu aldığı zamandır. Hasat 2-3 gün aralıklarla yapılır.

Hıyarlar da dekara verim; yetiştirilen çeşidin özelliklerine, yetiştiriciliğin açıkta ya da örtü altında yapılmasına ve ekim zamanlarına göre 1-60 ton/da arasında değişebilir.

Kavun Yetiştiriciliği ( Cucumis melo L .)

Türkiye’de kavun en fazla Orta Anadolu, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde açıkta yetiştirilmektedir.

Kavun orta derin köklü bir sebzedir. Tohumlar çimlendikten sonra başlangıçta kazık kök gelişimi olur, daha sonra saçak kök gelişimi de başlayarak toprağın 30- 40 cm derinliğinde ağırlıklı kök hacmi bulunan bir yapı kazanır.

Kavun bitkisinin gövdesi yuvarlak ve tüylüdür. Bazen kış aylarında yassılaşma meydana gelebilir. Yassılaşma, düşük sıcaklıkta meydana gelen bir mutasyondur ve % 100 kalıtsaldır. Kavun bitkisinin ana gövdesi, ilk 3-4 yaprak oluşuncaya kadar dik büyür, daha sonra ise sürünerek gelişimine devam eder.

Kavun yaprakları oldukça büyük, tüylü, yuvarlak ya da pentagonal (5 parçalı)’dır. Yaprak rengi açık yeşilden koyu yeşile kadar değişir. Yaprak ayasının alt ve üst yüzü tüylü, kenarları dişlidir.

Kavun çeşitleri genellikle andromonoik çiçek cinsiyetine sahip olmakla birlikte, monoik olanları da vardır. Kavunlarda 5’li çiçek yapısı (5 çanak ve 5 taç yaprak) bulunmaktadır. Andromonoik çiçek yapısı: Bir bitki üzerinde erselik ve erkek çiçek bulunma durumudur. Monoik çiçek yapısı: Bir bitki üzerinde dişi ve erkek çiçek bulunma durumudur. Erkek organ sayısı da 5 adet olup, anterlerden ikişer adedi birleşik, biri tek duruşlu olarak 3 anterli gibi görünüm arzeder. Erkek çiçekler, yaprak koltuklarındaki boğumlarda tekli ya da gruplar halinde bulunur. Dişi ya da erselik çiçekler ise ana gövdeden çıkan ikincil ya da üçüncül dallar üzerinde bulunurlar. Erselik çiçek yapısı: Aynı çiçekte erkek ve dişi organların bulunmasıdır. Bitki üzerinde erkek çiçeklerin sayısı, dişi çiçeklerin sayısına göre daha fazladır. Bu oran hormonal düzey ve iklim koşullarına bağlı olarak da değişir. Dişi çiçekte stigma oldukça gelişmiştir ve 3-5 karpelli bir yumurtalığa sahiptir. Meyve, çiçek açımından 28-35 gün sonra hasat olgunluğuna ulaşır. Tozlanmadan itibaren döllenmeye kadar 24-36 saat süre gereklidir. Döllenmeden sonra yumurtalık hızla şişer, bir bitkide 30-60 adet dişi çiçek oluşurken, bunun sadece 2-6 tanesi meyveye dönüşür ve olgunlaşır.

Kavun tohumları, düz, uzun, oval-elips şekilli, parlak, sarı ve koyu sarı renklidir. Tohumların çimlenebilmesi için minimum 15 °C toprak sıcaklığına ihtiyaç bulunmaktadır. Tohumların optimum çimlenme sıcaklığı 25-30 °C’dir.

Kavun nötr gün bitkisi olmakla birlikte, ışıklanma; bitki gelişmesi, fotosentez, meyvede renk, şeker ve aroma oluşumu için mutlaka gereklidir. Nötr gün bitkisi: Vegetatif aşamadan çiçeklenmeye geçebilmek için herhangi özel bir gün uzunluğuna ihtiyaç duymayan bitkidir.

Kavun bitkisi çok yüksek nemden hoşlanmaz. %50-80 nem idealdir. Yüksek nemde mildiyö, botrytis gibi mantarsal hastalıklar yayılır ve vegetatif gelişme artar. Düşük nemde de külleme ile kırmızı örümcek ve trips yoğunluğu artabilir.

Kavun bitkisi; derin, geçirgen, iyi havalanan, iyi drenajlı, su tutma kapasitesi yüksek, organik madde ve besin maddelerince zengin, pH’sı 6-7,5 arasında, fazla tuzlu olmayan, kumlu-tınlı topraklardan hoşlanır.

Kavun, açıkta doğrudan tohum ekimi ya da fide ile, örtü altında ise fide ile yetiştirilir. Fide ile yetiştiricilikte kabakgillerin şaşırtmaya duyarlılığı nedeniyle tohum ekimleri viyollere ya da saksılara yapılır. Açıkta ekim öncesinde sonbaharda derin toprak işleme, ilkbaharda orta derin işleme ve arkasından yüzeysel işleme yapılır.

Kavun üretimi sırasında yapılan çapalama sayesinde hem bitki ile rekabet eden ve aynı zamanda virüs konukçusu olan yabancı otlarla mücadele edilir, hem de boğaz doldurma yapılabilir. Boğaz doldurma: Kavun ve karpuz gibi adventif (yan) kök verme özelliğinde olan türlerde kök boğazı kısmına nemli toprak çekilmesi ve bu bölgeden de kök oluşmasını ve bitkinin daha iyi beslenmesini teşvik etmek için yapılan işlemdir.

Kavunlarda bitkinin gelişme dönemi dikkate alınarak sulama yapılır. Damla sulama yöntemi idealdir. Ekimden itibaren çiçeklenmeye kadar olan dönemde su gereksinimi azdır. Meyve irileşme döneminde artar, olgunlaşmaya yakın meyvede şeker birikimi başlayınca ise azalır.

Kavun yetiştiriciliğinde karşılaşılan çok sayıda hastalık ve zararlı bulunmaktadır. Bunlardan başlıcaları külleme, mildiyö, fusarium solgunluğu, kurşuni küf, kabak sarı mozaik virüsü, nematod, yaprak biti, beyaz sinek, trips ve kırmızı örümcektir.

Kavunlarda hasat olgunluğu; kantaloplarda çitilerin oluşumu, koku oluşması ve meyve sapının meyveden ayrılması ile diğer kavun türlerinde ise meyve sapındaki tüylerin kuruması ve dokununca dökülmesi, meyve sapı yanındaki kulakçığın kuruması, meyvenin ağırlaşması, kuru madde tayini ve çiçek çukurunun yumuşaması ile anlaşılabilir. Kavunlarda birim alandan elde edilecek ürün miktarına, yetiştirme dönemi, yetiştirme yeri, çeşit gibi çok sayıda faktör etki yapabilmektedir.

Karpuz Yetiştiriciliği ( Citrillus lanatus Thumb .) Mansf.

Karpuz üretiminin en fazla yapıldığı beş il sırasıyla; Adana, Antalya, İzmir, Diyarbakır ve Şanlıurfa’dır.

Karpuz, derin köklü bir sebzedir. Köklerinin % 40-60’ı toprağın 20-40 cm derinliğinde, %20-30’u 40-60 cm derinliğinde ve % 5-10’u toprağın 100-150 cm derinliğinde yer alır. Gerisi daha derine gidebilir.

Karpuz tek yıllık bir sebzedir ve yerde sürünerek gelişir. Gövdesi 3-4 m’ye kadar uzayabilir. Ana gövde 8-10 cm uzayınca hızla koltuk sürgünleri gelişir. İlk koltuk sürgünü ana gövde gibi gelişimini sürdürür. Gövdesi tüylüdür.

Karpuzun yaprakları oldukça büyük ve derin olarak bölünmüş 3 veya 5 loblu ya da lobsuzdur. Yaprak rengi mavimtrak yeşil, üzerleri tüylüdür.

Karpuzda ana gövde üzerinde 7.-8. boğuma kadar erkek çiçekler, daha sonra dişi ya da erselik çiçekler oluşur. Çiçek yapısı monoik ya da andromonoik’tir. Çiçekleri 5’lidir. 5 çanak, 5 taç yaprağı vardır, stigma 3 parçalı ve gelişmiştir. Erkek çiçeklerde 3 adet anter bulunmaktadır. Dişi çiçek oldukça gösterişlidir ve yumurtalığın şekli ve büyüklüğü ile olgunlaşacak meyvenin şekli ve büyüklüğü arasında doğrusal ilişki bulunmaktadır. Karpuzlarda partenokarpi bulunmamaktadır. Partenokarpi: Tozlanma ve döllenme olmaksızın tohumsuz meyve oluşumudur. Meyve tutumu için mutlak tozlanmaya ihtiyaç duyarlar. Bal arıları ya da bombus arıları ile tozlanırlar. Meyveler, çiçek açımından 27-40 gün sonra hasat olgunluğuna ulaşır. Tozlanmadan itibaren döllenmeye kadar 24-36 saat süre gereklidir. Döllenmeden sonra yumurtalık hızla şişer, bir bitkide 15-20 adet dişi çiçek oluşurken, bunun sadece 1-3 tanesi meyveye dönüşebilir ve olgunlaşır.

Karpuzlarda tohumlar meyve içine dağılmış olarak bulunur. Tohum rengi; beyaz, krem, kahverengi, yeşil, kırmızı; tohumda kabuk üzeri, kenarları ya da hilumu lekeli olabilir.

Karpuz tipik bir sıcak iklim sebzesidir. Yetiştirilmesi için optimum gelişme sıcaklığı 27-30 °C’dir. 35 °C, hatta 40- 45 °C’de sorunsuz yetiştirilebilir. Yüksek ışıklanma karpuzun yetişmesi ve meyve tat, şeker ve aroma oluşumu için olumlu etkiye sahiptir, buna rağmen karpuz ışığa bağımlı bir bitki değildir (nötr gün bitkisidir).

Karpuz bitkisi ağır topraklardan hoşlanmaz. Karpuz için ideal toprak; derin, süzek, drenajı iyi, taban suyu 1 m’yi geçmeyen, kumlu-tmlı topraklardır. Kumlu topraklarda da karpuz yetiştirilebilir. 5.5-6.5 pH idealdir.

Karpuz açıkta doğrudan tohum ekimi ya da fide ile, örtü altında ise fide ile yetiştirilir. Fide ile yetiştiriciliğinde kabakgillerin şaşırtmaya duyarlılığı nedeniyle tohum ekimleri viyollere yapılır. Karpuzda aşılı fide kullanımı çok yaygın hale gelmiştir. Sonbaharda derin toprak işleme, ilkbaharda orta derin işleme ve arkasından yüzeysel işleme yapılır. Açıkta yetiştiricilikte dekara 300 gram tohum kullanılır.

Karpuz da yüksek verim ve kalite için sulama zorunludur. Damla sulama yöntemi ideal olmakla birlikte, geniş tarla tarımı şeklinde yapılan yetiştiriciliklerde yağmurlama sulama da yapılabilir. Bitkinin gelişme dönemi dikkate alınarak sulama yapılır. Karpuz bitkisinin ekimden itibaren, çiçeklenmeye kadar olan dönemde su gereksinimi azdır, meyve irileşme döneminde su ihtiyacı artar, meyvede kuru madde birikimi başlayınca ise azalır. Sulamalar hasattan en az bir hafta önce kesilmelidir. Bunun sebebi meyvenin şeker içeriğinin arttırılması ve meyve çatlamalarının önlenmesidir.

Karpuz yetiştiriciliğinde karşılaşılan çok sayıda hastalık ve zararlı bulunmaktadır. Bunlardan başlıcaları antraknoz, fusarium solgunluğu, acidivorax bakterisi, kabak sarı mozaik virüsü, nematod, tel kurdu, yaprak biti, beyaz sinek, trips ve kırmızı örümcektir.

Karpuz; çoğunlukla tek seferde hasat edilir. Hasat olgunluğunu belirleyen kriterler şunlardır: Kabuk renginin parlaklaşması, damarların belirginleşmesi, meyve sapındaki tüylerin kuruması, kulakçık ve sülüğün kuruması, vurulunca tok ses çıkarmasıdır.

Karpuzlarda dekara verim; yetiştirilen çeşidin özelliklerine, yetiştiriciliğin açıkta ya da örtü altında yapılmasına, sulama durumuna, aşılı ya da aşısız yetiştiriciliğe ve ekim zamanlarına göre değişebilir.

Enginar Yetiştiriciliği ( Cynara cardunculus L. var. scolymus )

Enginar çok yıllık otsu bir bitkidir, toprakaltı kısmı çok yıllıktır ve kuvvetli kök yapısına sahiptir. Köklerin her yıl oluşturacağı sürgün sayısı yaşı ile doğru orantılıdır. İlk yıllarda birkaç sürgün oluşturan kökler, üç-dört yaşında bir düzine sürgün oluşturur. Enginar kökleri iyi bakım şartlarında 10-12 yıl ekonomik olarak ürün verirler. Bakım şartları iyi değil veya toprak çok zayıf ise 7-8 yılda verimden düşerler ve sökülüp bahçe sonlandırılır.

Enginar gövdesi 150 - 200 cm boya ulaşır. Her büyüme döneminde başları hasat edilen gövdeler gelişme sonunda toprağın biraz altından kesilerek yeni sürgün oluşumunu uyarması sağlanır. Her sürgün öbek şeklinde alt yaprak oluştururlar ve bu öbeklerin merkezinden asıl yenen çiçek tablasını oluşturan gövde gelişir. Yenen başlar sürgün uçlarında ve bu sürgünden oluşan yan sürgünlerin uçlarında oluşur. Sürgünler üretim sonunda temizlenerek yeni sürgün oluşumu uyarılır.

Enginar başlarının kesilmemesi durumunda bordo renkli merkezi olan, 10-15 cm çapında dikenimsi çiçek tablası oluştururlar. Çiçek tablası oluşturan ana gövde 200 cm kadar boylanabilir. En geniş çiçek tablası ana sürgünlerde, sonrada yan sürgün veya yan dallarda oluşur. Çiçek açan başların yenme değeri kaybolur. Yenen kısımlar olgunlaşmamış çiçek tablası ve tablayı çevreleyen brakte yaprakların sulu- etli kısımlarıdır.

Enginarın bir çiçek tablasında erselik yapıdaki bireysel çiçeklerin sayısı tablanın büyüklüğüne göre 100 ila 1300 arası olabilir. Çiçeklenme tablanın kenarından başlar ve içe doğru devam eder. Hava şartlarına da bağlı olarak bir çiçek tablası beş ila altı günde çiçeklenmesini tamamlar. Çiçeklenme sonrasında oluşan tohumlar koyu renkli 4-7 mm boyunda, 3-5 mm kalınlıktadır.

Uygun iklim koşulları enginarda kalite için çok önemlidir. Serin iklim sebzesi olan enginar gündüzleri 20-22 °C ve geceleri 12-14 °C sıcaklıklarda uzun süre gevrek başların hasat edilmesini sağlar.

Enginarlar hemen her toprak yapısında yetişebilir, ancak iyi bir ürün için derin, verimli, drenajı iyi ve pH seviyesi 6-8 arası toprakları ister. Bitkiler derin köklü yapıya sahip olduğundan gerekli kök gelişimine izin verecek kadar derin yapılı topraklar olmalıdır.

Enginar çoğaltmasında tohum ya da dip sürgünleri kullanılır. Tohumdan elde edilen yeni bitkiler ana bitkiden farklı olacağından istenmez. Ancak iyi şekilde ıslah edilmiş ana-babalardan elde edilen tohumlar kullanılmalıdır.

Enginarlarda yaygın olan çoğaltmada dip gözleri veya sürgünleri ile yapılır, ana bitki çok önemlidir. Sürgünler alınacak ise gözlerin sürmesinden sonra ocaklar açılır her ocakta en iyi 2-3 sürgün bırakılarak diğerleri alınır ve yeni bahçeye dikilir.

Enginarda tohumdan fide, dip gözleri veya sürgünlerin dikiminden sonraki gelişme dönemlerinde yabancı otlarla mücadele ve çapalama ile toprağın havalandırılması önemlidir. İlk yıllarda bitkiler zayıf geliştikleri için yabancı ot mücadelesi önemlidir. Bahar aylarında ve erken yaz dönemi 2-3 kez çapa gerekir. Ancak ileriki yıllarda ocaklar kuvvetleneceği için sürgün gelişme döneminde bir iki çapa yeterlidir. Sonraki zamanlarda bitki hızla büyüyüp toprağı kapatacağı için çapaya gerek duyulmaz.

Enginar gelişme ve büyüme döneminde suya fazla ihtiyaç duyar. İlk kurulan bahçelerde ilkbahar yağışlarından sonraki dönemlerde sulama gerekir. Önceki bahçelerde ise Ağustos Eylül aylarında uyandırma suyu verilerek gözlerin sürmesi sağlanır. Kış yağışlarının yeterli olmasına kadar düzenli aralıklar ile su ister. Kış aylarında sulamaya genelde gerek yoktur ancak hasat dönemlerinde yağışların yetersiz olduğu zamanlar mutlaka su verilmelidir. Yetersiz sulanan bitkilerde verim ve kalite düşük olur. Damla sulama yöntemi en iyisidir.

Hastalıklardan verticillium solgunluğu ve enginar virüsü verim kayıplarına yol açar. Enginar tüylü güvesi, yaprak galeri böceği, sümüklü böcekler ve salyangozlar genç yapraklar üzerinde beslenirler. Yaprak bitleri zarar oluştururlar.

Enginar yetiştiriciliğinde hasat bir seferde yapılmaz. Başlar yeterli büyüklüğe geldiği zaman liflenmemeleri için hasat edilmeleri gerekir. Aksi takdirde liflenir ve yeme kalitesi düşer ve çiçek açar.